Bugün fotoğraf çekmek hiç olmadığı kadar kolay. Hepimizin cebinde saniyeler içinde yüzlerce kare çekebilen cihazlar var. Ama işin en önemli kısmı, o yüzlerce fotoğrafın içinden hangi kareyi seçip paylaşacağınıza karar vermekte yatıyor. Çünkü fotoğrafçılık, sadece deklanşöre basmak değil; bakış açınızı, hikâyenizi ve stilinizi en doğru şekilde anlatacak fotoğrafı seçebilme becerisidir.
Çektikleriniz değil, seçtikleriniz kadar fotoğrafçısınız. Çünkü sizi gerçek anlamda fotoğrafçı yapan, gördüklerinizi en iyi ve en doğru şekilde yansıtan kareyi bulabilme gücünüzdür.
Fotoğraf Okumak Neden Önemli?
Fotoğraf okumak, fotoğrafçılığın en hayati parçalarından biridir. Çünkü fotoğraf, yalnızca bakılıp geçilecek bir görüntü değildir. İçinde anlatı, duygu, kompozisyon ve bağlam taşır.
İyi fotoğrafçılar, hem kendi çektikleri kareleri hem de başkalarının fotoğraflarını okur. Kadraj neden böyle kurulmuş? Işık niye o şekilde kullanılmış? Hangi detay öne çıkarılmış? Renkler hangi duyguları uyandırıyor? İşte fotoğraf okumak, bu soruların peşinden gitmek demektir.
Fotoğraf okumayı bilen bir göz, kendi çektiği kareleri de daha iyi değerlendirir. O yüzden iyi fotoğrafçılar, önce iyi fotoğraf okuyucularıdır. Çünkü en doğru fotoğrafı seçmek, ancak fotoğrafı derinlemesine anlayabilen bir bakışla mümkün olur.
Neden En Doğru Fotoğrafı Seçmek Önemlidir
Fotoğraf, tek başına bir “an”ı dondurur. Ama bir fotoğrafçının hikâyesi, o anlardan hangisini seçip sunduğunda ortaya çıkar. Belki bin kare çekersiniz; ama yalnızca birkaç tanesi sizin dünyaya anlatmak istediğiniz hikâyeyi taşıyabilir.
Bir fotoğraf dizisine bakın. Her kare, bir diğerine anlam katar. Aralarında bir akış, bir bütünlük vardır. İzleyiciyi etkileyen de bu bütünlüktür. Rastgele seçilmiş fotoğraflar, ne kadar iyi çekilmiş olursa olsun o etkiyi yaratamaz.
İyi fotoğraf okumak, bu seçme sürecinin kalbidir. Çünkü fotoğrafı sadece “güzel mi değil mi?” diye değerlendirmek yetmez. Hikâyesine, duygusuna, verdiği mesaja bakmak gerekir. Fotoğrafçının tarzı, işte bu seçimlerinde ve en doğru kareyi bulma yeteneğinde gizlidir.
Profesyonel Fotoğraf Seçiciler
Fotoğraf seçme işi bazen yalnızca fotoğrafçının sorumluluğu değildir. Özellikle profesyonel dünyada bu işi, fotoğrafı çok iyi okuyabilen uzmanlar yapar.
Örneğin bir derginin fotoğraf editörü, fotoğrafçının çektiği yüzlerce kare arasından, yazıyı en iyi tamamlayan, duygusunu en iyi yansıtan fotoğrafı seçer. Çünkü dergi sayfasında kullanılacak bir kare; konuya, sayfa tasarımına, yazının tonuna ve hedef kitleye uygun olmalıdır.
Akıllı fotoğrafçılar, bu editörlerin neyi tercih ettiğini bilir ve fotoğraflarını o doğrultuda çekerler. Çünkü fotoğrafçılığın profesyonel yüzünde yalnızca kişisel beğeni değil, işin editoryal ve ticari boyutu da vardır.
Aynı durum sergilerde de geçerlidir. Bir küratör, bir fotoğrafçının geniş arşivinden, serginin temasına en uygun kareleri seçer. Çünkü sergi bir bütündür ve her fotoğraf o bütünün bir parçası olarak izleyiciyle konuşur. Küratörler, fotoğrafın sadece teknik kalitesine değil, taşıdığı duyguya, temaya katkısına ve izleyiciyle kurduğu ilişkiye bakar.
Bu yüzden fotoğraf editörleri, küratörler, sanat yönetmenleri gibi kişiler, fotoğrafı hem teknik hem de içerik olarak çok iyi okuyabilen profesyonel fotoğraf seçicilerdir. Onların sezgisi, bilgisi ve deneyimi, bir fotoğraf projesini ya da bir sergiyi bambaşka bir seviyeye taşıyabilir.
Cesur Olmak Gerek
Fotoğraf seçmek bazen çok zor bir süreçtir. Kimi zaman çok emek verdiğiniz bir kareyi elemek durumunda kalırsınız. Ama iyi bir fotoğrafçı, kendine şu soruyu sorabilen kişidir:
“Bu kare, bakış açımı, hikâyemi ve stilimi en iyi ve en doğru şekilde anlatıyor mu?”
Eğer yanıtınız “hayır”sa, o kareyi eleyebilmek büyük bir cesaret ister. Fakat unutmayın: izleyiciye ulaşan hikâye, sizin seçtiklerinizle şekillenir. En doğru fotoğrafı seçmek, fotoğrafçılığın asıl sanatıdır.
Seçimi İzleyiciye Bırakmak Doğru mu?
Bazı fotoğrafçılar, aynı karenin hem renkli hem de siyah-beyaz versiyonunu paylaşır ve izleyiciye “Hangisini beğendiniz?” diye sorar. Oysa bu yaklaşım, fotoğrafçının asıl sorumluluğundan kaçması demektir.
Çünkü fotoğrafçılığın özü, en doğru versiyonu kendisinin seçmesidir. Renkli mi yoksa siyah-beyaz mı daha etkili? Hangi tonlama duyguyu daha güçlü yansıtıyor? Hangi versiyon hikâyenizi daha iyi anlatıyor? Tüm bu soruların yanıtı, izleyiciden değil, fotoğrafçının kendisinden gelmelidir.
Fotoğrafçılık, kararsızlık değil, tutarlı bir anlatı işidir. İzleyicinin ne düşündüğü elbette önemli; ama önce sizin neyi, nasıl anlatmak istediğinizi netleştirmeniz gerekir. Çünkü çektikleriniz değil, seçtikleriniz kadar fotoğrafçısınız.
Fotoğrafçının Kimliği Seçimlerinde Gizli
Bazen iki fotoğrafçı, aynı mekânda, aynı ışıkta ve aynı konuyu çeker. Ama ortaya çıkan işler birbirinden tamamen farklı olur. Çünkü herkesin dikkatini çeken detay, anlatmak istediği duygu ve bakış açısı farklıdır.
Seçtiğiniz fotoğraflar, sizi diğer fotoğrafçılardan ayırır. Renkler, kompozisyon, kadraj… Hepsi önemli; ama asıl fark yaratan, hangi kareyi en doğru bulduğunuzdur.
Bir gün biri size “Bu kare tam senlik!” dediğinde, işte o zaman kendi fotoğraf dilinizi oluşturmuşsunuz demektir. Çünkü fotoğrafçılık, sadece anları kaydetmek değil; kendinizi en iyi ve en doğru şekilde anlatmaktır. Ve bu anlatı, seçimlerinizde gizlidir.
Fotoğraf Seçerken İşinize Yarayacak İpuçları
- Fotoğraf Okuyun: Hem kendi karelerinize hem de başkalarının fotoğraflarına eleştirel gözle bakın. Neyi, neden beğendiğinizi anlamaya çalışın.
- En Doğruyu Arayın: Sadece “güzel” olanı değil, hikâyenizi en doğru anlatanı seçin.
- Fazlalıkları Atın: Çok fotoğraf paylaşmak yerine, gerçekten en iyilerini bırakın. Fazlalık, hikâyenizi gölgeler.
- Hikâye Kurun: Fotoğraflarınız arasında bir bağ kurmaya çalışın. Birbirini tamamlayan kareler güçlü bir hikâye yaratır.
- Biraz Bekleyin: Çekimden hemen sonra seçim yapmayın. Birkaç gün sonra bakmak, daha objektif olmanızı sağlar.
- Duyguya Odaklanın: Sizde hiçbir duygu uyandırmayan kare, izleyicide de bir şey uyandırmaz.
- Kararınızı Kendiniz Verin: Renkli mi siyah-beyaz mı? Keskin mi flu mu? Bu soruların cevabını izleyiciye bırakmayın; sizin anlatınızı en doğru şekilde yansıtanı kendiniz seçin.
- Profesyonellerden Öğrenin: Editörlerin, küratörlerin veya sanat yönetmenlerinin seçimlerine dikkat edin. Onlar fotoğrafı hem teknik hem anlatı düzeyinde okuma konusunda büyük ustalığa sahiptir.
- Cesur Olun: Bazen en doğru kare, ilk bakışta sıradan görünen olabilir. Kendinize sürpriz yapmaktan korkmayın.
Son Söz
Fotoğrafçılık, sadece anı yakalamak değil, o anlardan hangisinin sizi en iyi ve en doğru şekilde anlatacağını bulmaktır. Çünkü en iyi fotoğrafı çekebilmek için iyi fotoğraf seçebilmek gerekir. Bu nedenledir ki; Çektikleriniz değil, seçtikleriniz kadar fotoğrafçısınız. Çünkü sizi fotoğrafçı yapan, gördüklerinizi en doğru kareyle anlatabilme gücünüzdür.
Yorum bırakın